Değerli okurlar; yeni ve güncel bir konuyla yine sizlere merhaba diyorum. Geçen yazımda sazan sarmalı yöntemiyle araç dolandırıcılığına değinmiştim. Bugünkü yazımda ise dolandırıcılığın bambaşka bir türü olan yüksek kâr getiren gizli fon dolandırıcılığına değineceğim.

Geçen yazımda sazan sarmalı yöntemiyle araç dolandırıcılığına değinmiştim. Bugünkü yazımda ise dolandırıcılığın bambaşka bir türü olan yüksek kâr getiren gizli fon dolandırıcılığına değineceğim. 

***

Para; insanoğlunun yumuşak karnıdır. Dolayısıyla dolandırıcılar, insanoğlunun bu zaafını çok iyi kullanmaktadır. Kamuoyunda fon dolandırıcılığı olarak bilinen yöntemle banka çalışanı (burada işini hakkıyla yapan banka çalışanlarını tenzih etmek gerekir) tarafından bankanın zengin müşterileri tuzağa çekilmektedir. 

***

Banka çalışanı, borsada fon oluşturduğunu ve aylık ya da periyodik yüksek kâr vereceğini iddia ederek müşterilerden para toplamaktadır. Ancak bir süre sonra banka müşterileri kâr bir yana, paralarını dahi alamamakta ve gerçek açığa çıkmaktadır. Adına fon, gizli fon denmekle beraber, Sermaye Piyasası mevzuatına göre bu bir fon da değildir, aslında böyle bir fon da bulunmamaktadır, birinden al diğerine ver tarzı bir dolandırıcılık yöntemidir. Dolayısıyla SPK kapsamına girmediği için, fon koruma altında da değildir. Genelde banka şubelerinde vadeli mevduat veya kur korumalı mevduat hesapları bulunanlar ile Eurobond gibi yabancı para cinsinden uzun vadeli yatırım yapanlar bu tuzağa düşmektedir. 

***

Bankalar, birer güven (itimat) kurumudur. Bankalar, kendilerine güvenen müşterilerini korumak zorundadır. Bu bağlamda banka çalışanı (söz gelimi banka müdürü, portföy yöneticisi), müşterilerle kurulan sözleşme ilişkisi bakımından bankanın ifa yardımcısı konumundadır (TBK 116; Yardımcı kişilerin fiillerinden sorumluluk). Haksız fiil sorumluluğu bakımından ise banka, adam çalıştıran kişi konumundadır (TBK 66, Adam çalıştıranın sorumluluğu). Sorumluluğun doğması için, objektif özen yükümlülüğünün ihlaliyle meydana gelen zarar arasında, uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Adam çalıştıran, yani banka, görülecek işe uygun fikri, mesleki bilgi ve yeteneklere sahip, en önemlisi mesleği etiği bulunan bir kişi seçmekle yükümlüdür. 

***

Kanaatimizce hukuki sorumluluk bakımından ister “Yardımcı kişilerin fiillerinden sorumluluk” isterse de “Adam çalıştıranın sorumluluğu”na dayanılsın her iki durumda da banka sorumludur. Dolayısıyla müşterilerin, bankadan tazminat talebinde bulunmaları mümkündür. Bununla birlikte, paralarını kaptıran müşteriler de dikkatsiz ve özensiz davranışlarıyla bu zararın oluşmasına ya da artmasına sebep olmuşsa, müterafik (birlikte) kusur gündeme gelecektir. Bu durumda müşteri de kusurlu kabul edileceğinden, bankanın sorumluluğunda indirim sebebi olarak gözetilecektir. 

Bankanın sorumluluğu açısından burada tüketici işlemi olarak kabul edileceği için, (zorunlu tüketici arabuluculuk dava şartını yerine getirilmek şartıyla) zararın miktarına göre tüketici mahkemesinde tazminat davası açmak mümkündür.  Tüketici mahkemelerinde tüketici lehine yorum ilkesinin geçerli olduğunu da söylemek gerekir. 

***

Yargıtay’ın geçmiş yıllarda verdiği kararlarda, benzer durumlarda bankanın doğrudan sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır (Bkz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2021/1481 E., 2022/7230 K. ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2021/361 E. , 2021/772 K. sayılı kararlar).

***

Somut olayda banka çalışanına, -her ne kadar müşteri tarafından yeterince sorgulanmasa da- bankaya duyulan güvenden kaynaklı gelişen bir durum vardır. Güven sağlayan kişilerin dürüstlük kuralına aykırı şekilde bu güveni boşa çıkarması durumunda, dürüstlük kuralının da hakkaniyet gereği devreye gireceği açıktır (TMK 2). 

***

Banka çalışanı, cezai sorumluluk bakımından ise, nitelikli dolandırıcılık (TCK 158/1-h) suçunu işlemiş olacaktır. Ayrıca somut olay özelinde "özel belgede sahtecilik suçunu da işlemiş olabilir (TCK 207) -ki bu suçların kovuşturma evresi ağır ceza mahkemelerinde yürütülmektedir. 

***

İddialar ışığında şunu söylemek mümkündür. Bankalar çalışanlarını iyi seçmeli ve iyi eğitmelidir. Çünkü bankalar sosyal ve ekonomik hayatın vazgeçilmez kurumlarıdır. Müşteriler ise, banka çalışanları ile muhatap olduğunda onlara mutlak bir güven duymamalı, bankacılık ürünü olan sunulan yöntemlerin kurumsal olarak teyidini sağlamalı, incelemeli, araştırmalı ve sorgulamalıdır. Burada işini hakkıyla yapan banka çalışanlarını tenzih etmek gerektiğini tekrar belirtiriz (Bu yazı yazarın şahsi görüşlerini içermekte olup, hukuki bağlayıcılığı bulunmamaktadır). 

***

Bu haftaki yazımı Farabi’ye atfen şu anlamlı dörtlükle noktalıyorum:

***

“Her hâlini anlatan değersizleşir,  Herkese güvenen yolda kalır,

Her sırrını açığa vuran yalnızlaşır,

Her meziyetini ortaya döken tükenir.”