Biliriz ki rızkın teminatı Allah’tır.

Allah(c.c) Hud süresi 11/6 ayeti kerimesinde, bizlere şöyle buyurmuştur “Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın”

Bu ayetle mevlam bizlere her canlının bir nasibi ve rızkının olduğunu bildirmektedir.

“Rızkın teminatı Allah’tır” deyip öylece yatacak mıyız?

 Çalışmayacak mıyız? Bir gayret göstermeyecek miyiz?

Hayır..  Çalışacağız. Mevlam bizlere rızkımızı tanımlamış ancak tanımlanan rızkın nasip olmasını da çalışmaya bağlamıştır. Bu konuda Necm süresi 39. Ayeti kerimesinde   “İnsan için ancak çalıştığı vardır.”  diyerek nasibimiz olan rızkın sadece çalıştığımız kadarıyla nasipleneceğimizi bizlere bildirmektedir.

Bu kapsamda karşımıza rızık anlamında iki kavram çıkmaktadır. Bunlar tanımlanan rızık ve nasip olan rızık kavramıdır.

Yunus Emre’den nakledilen“ Kader Gayrete Âşıktır.” diye bir söz vardır. Tanımlanan rızkın nasip olması için de bizlerin çalışması, çaba sarf etmesi, yolunda bulunulması ve gereken bedellerin ödemesi gerekmektedir.

Genel olarak “Rızkın teminatı Allah deyip, çalışmayıp,  yatayım.” anlayışı dinimizde hiçbir zaman kabul görmemiş tam tersi çalışmanın ibadet sayıldığı, elinden gelenin en iyisini yapıp geri kalan elinden gelmeyen kısımlar için de tevekkül edilmesi hususu kabul edilmiş ve tavsiye edilmiştir.

Rızık olayında bir başka konu da helal kazançtır.  Yüce Allah Kuran-ı Kerim’ de Bakara süresi 172. Ayeti kerimede “Ey iman edenler! Eğer siz ancak Allah’a kulluk ediyorsanız, size verdiğimiz rızıkların iyi ve temizlerinden yiyin ve Allah’a şükredin.” emrinde bulunmuştur.

Yaptığımız işi, kazancımızı nasıl kazandığımızı, hak yoldan mı? Batıl yoldan mı? diye iyi incelemek lazım. Helal yoldan kazanılan rızkın daha makbul ve bereketli olduğunu bilmek gerekir.

Kolay yoldan çaba harcamadan kazanılan her kazancın daha ağır bedelleri olacaktır. “Bedava peynir sadece fare kapanında olur”  sözünde olduğu gibi içinde alın teri olmadan bizlere sunulan kolay kazancın bizler için birer tuzak olduğunu iyi anlamak ve sorgulamak gerekmektedir.

Son olarak Ahi Evran'ın dediği gibi “Hak ile sabır dileyip bize gelen bizdendir. İlim ve ahlakla çalışıp bizi geçen bizdendir” sözünde olduğu gibi, rızkımı çıkarmak için çalışırken; işimizde hak ve adaletten sapmadan helal kazanç için çalışmak gerekmektedir. Helal kazanç kazanmak zordur. Zorluklara sabretmek gerekir. Çalışmalarımızı daha ileriye taşımak ve daha iyi yapabilmek adına ilmi hem kendimize hem de işimize her daim katmak gerekmektedir. Yaptığımız işleri ahlak ve vicdan süzgecinden geçirerek yapmamız gerekmektedir.