Benim doğup büyüdüğüm köyde bir gelenek vardı eski günlerde, belki birçok yerde de aynı gelenek vardı, şimdi devam ediyor mu sanmıyorum ama gerçekten çok güzel bir davranıştı.
Birinin cenazesi olduğu zaman konu komşu her öğün yemek hazırlardı ve cenaze evine mutlaka birçok evden yemek gelirdi. Taziyeye gelenler yemek vaktine denk gelmişse hep beraber oturup yerlerdi.
Komşular bu zor günde kaybı olan aileyi yalnız bırakmaz ve yemek yapayım mı diye de sormazdı.
Teklifsiz, sorgusuz, sualsiz yemekler pişer ve gelirdi.
Sadece bu da değil, taziye için gelenler mutlaka eli dolu gelirdi, çay, şeker vb alıp cenaze evinin buna benzer yükünü omuzlarında alırdı ve gelirken de ne alayım, ne istiyorsunuz demez ihtiyaç olanları bildiği için hesapsız kitapsız getirirdi.
Kahramanmaraş merkez üssü Pazarcık ve Elbistan olan 2 çok büyük deprem yaşadı ve bu deprem sadece Kahramanmaraş’ı değil fay hattı üzerindeki diğer illeri de yıktı.
Şimdi bakıyoruz burada acının içinde kalmış insanlar içinde bulunduğu zor durum yetmez gibi çadır, su, yemek gibi zaruri ihtiyaçları için bile durmadan çağrı yapıyor.
Bunlar zaruri ihtiyaçlar yani olmazsa insan yaşamının devam etmesi mümkün değil.
Böylesine korkunç bir afet yaşamış insanlar eğer bu sıkıntıları çekiyorsa ve durmadan bir yerlerden bunları istiyorsa burada söyleyecek bir söz bulamıyorum.
Acı içinde kıvranan insan hesap kitap yapamaz, şuna buna ihtiyaç var diyemez. Konu komşu, iyi durumda olanlar bunları kendisi ayarlar ve afetzede insanlara ulaştırır.
Eğer Kahramanmaraş’ta, Hatay’da, Adıyaman’da, Malatya’da ve diğer afet bölgesinde insanlar su, yemek, barınak diyorsa bu ayıp toplum olarak hepimize yeter de artar.
Kahramanmaraş’ın şu anda her şeye ihtiyacı var, bunun istenmesi dahi gerekmiyor, buraya akın akın bu malzemelerin gelmesi lazım.
Eğer bu insanlar suya, ekmeğe vs ihtiyacımız var diyorsa demek ki artık son noktaya gelmişler.
Gazeteci arkadaşımız Kahramanmaraş’ın suya ihtiyacı var diye bir çalışma göndermiş ve lütfen her yerde paylaşın diye rica etmiş.
Bir insan olarak utandım, yerin dibine battım, eğer ki depremzede insanlar şu anda böyle basit şeyler için yokluk çekiyorsa vay halimize dedim.
Öte yandan birileri çıkıyor eğer Kahramanmaraş bizden şöyle bir talepte bulunursa bunu yaparız diyor.
Üzücü değil mi Allah aşkına, eğer siz bunun bir ihtiyaç olduğunu görüyorsanız ve diğer afet yaşayan illere de yapmışsanız demek ki Kahramanmaraş’ta da buna ihtiyaç var.
Ne diye talep bekliyorsunuz ki, yapın yapmanız gerekenleri, bu insanların acısına verin, derdine verin, hüznüne verin istenmeyen ihtiyaçları lütfen sorgusuz sualsiz teklifsiz talepsiz yapın.
Kahramanmaraş depremin merkez üssüydü kentinden ilçelerine, köylerinden mahallelerine kadar büyük bir yıkım, acı yaşadı.
Şimdi de gelmesi gereken ihtiyaçların yokluğunu çekerek başka bir yıkım yaşamamalı.
Kahramanmaraş’ta da insanlar fırsat bu fırsat diyerek yersiz ve zamansız istek ve arzularını bu felaket döneminde dile getirip akla zarar söz ve davranışlara sebep olmamalı.
Eğer istenecekse şu anda acil olan, ivedi yapılması gerekenler talep edilmeli, olmazsa da olur diyeceğimiz “il olmak” gibi istekler başka zamana bırakılmalı.
Ve fırsat bu fırsat diye hızlı tren istiyoruz falan feşmekan ortaya atılmamalı.
Tüm yetkililer, görevliler, hayırseverler de bilmeli ki şu anda Kahramanmaraş’ın her şeye ihtiyacı var.
Suya, eve, iş yerlerine vb lütfen talep beklemeden prosedür bürokrasi demeden yapılması gerekenler yapılsın.