İçsel huzur dediğimiz şey aslında hayatta karşılaştığımız birçok stres etkenine rağmen fiziksel ve ruhsal dinginlik halidir. İçsel huzuru yakalayanlar en iyi kararları veren veya en iyi görünen değildir belirsizlik içinde yaşarken ilerlemesini bilenlerdir. Hayat ne kadar zorlaşırsa zorlaşsın daha az endişe, daha az stres, daha az korku yaşamamız aslında içsel huzur ve bir denge durumudur. İçsel huzur deyince akıllara gelen bir isim var. Tabii ki Epiktetos ve onun öğretileri.
Epiktetos’ a göre insana kendisinden başka hiç kimse zarar veremez. Katılıyor muyum? Sonuna kadar. En çok insana kendisi zarar verebilir.
Epiktetos’ un felsefesini seviyorum çünkü pratik bilgeliğe dayanıyor. Zaten böyle hayatı boyunca “İyi hayat nedir?” sorusunun cevabını aramış bir isim. O yüzden bu noktada da önemli bir isim olduğunu düşünüyorum.
İçsel huzurun Epiktetos’ a göre ilk kuralından bahsedeceğim. Diyor ki; kontrol edebileceğimiz ve edemeyeceğimiz şeyleri öğrenin. Bu çok önemli. Öncelikli bunu anlamamız gerekiyor. Yani bizim elimizde olmayan sebepler oluyor. Bazen bu hayatta ne yaparsak yapalım değiştiremeyeceğimiz şeyler var. Zengin bir aileye doğabilirsin, fakir bir aileye doğabilirsin, anneni babanı seçemezsin, bunları seçemiyoruz. Bunu ne yapacağız? Kabul etmek zorundayız.
Kontrol edemeyeceğiniz şeyler için üzülmeyin. Çünkü elimizden bir şey gelmeyecek. Boşuna çırpınmayın insanlar beni nasıl görüyor diye, gördüklerimizi olduğu gibi değil olduğumuz gibi görüyoruz. Yani özetle Aziz Nesin demiş ya; “Boyum kadar kitap yazsam, beni sevmeyenler çıkıp diyecek ki eserin zaten boyu kısaydı.” Bir de geçmiş var asla değiştiremeyeceğimiz değil mi? Geçmişi değiştiremiyoruz ama düşünüp düşünüp üzülmüyor muyuz? Geçmişin habis etkilerinin üzerinde çalışabilirsiniz. Ailemi, insanların benim hakkında ne düşündüğünü de seçemiyorum. O zaman kontrol edebileceğim şeyler var mı? Arzularım var, isteklerim var, karakterim var, içsel yaşamım var, bunların üzerinde çalışabilir seçimini kendim yapabilirim. Çünkü kontrol tamamen benim elimde, bizim emrimizde bunu kimse kısıtlayamaz.
Epiktetos’ un ikinci kuralı, başkalarının işine karışmayın. Başkalarının işine karışarak zamanınızı boşa harcamayın. Dikkatinizi lütfen sadece sizi ilgilendiren şeylere odaklayın, başkalarının işleri sizi ilgilendirmez. Eğer size bir katkısı yoksa tabii diye de ekliyor. İçsel huzur için insanların kusurlarını, hatalarını bulmaya çalışmayın.
Üçüncü kural; arzularımız, içsel huzurumuzun önündeki bir bariyer. Arzu da bir alışkanlıktır. Tıpkı nefretin bir alışkanlık olduğu gibi. Arzular dikkat ederseniz ki bizi kendi kölesi yapmak ister veya işte nefretimiz bazı şeylerden bizim böyle sakınmamıza neden olur. O yüzden arzuyla ihtiyaçlarımızı birbirine karıştırmayalım.
Epiktetos bir başka içsel huzur kuralında diyor ki; gerçekleri olduğu gibi görmeye çalışın. Neden? Çünkü hayatta her şey bizim istediğimiz gibi gerçekleşmiyor. Bazen her ne oluyorsa kontrolümüz dışında oluyor bunu kabul etmemiz gerekiyor. Çok sevdiğimiz birinin kaybı gibi. Çünkü ölüm karşısında gerçekten çaremiz yok. Kabul etmek durumundayız çünkü asla değiştiremeyeceğimiz tek şey. Olaylar değil, aslında olaylara bakış açımız bize sorun yaşatıyor.
Bir başka içsel huzurun anahtarı da kendi erdemini yaratmak, yani başkalarının bizimle ilgili düşüncelerine, hayranlığına bağlı olmamak. Çünkü kişisel erdemimiz için gereken gücü dışsal kaynaklardan almaya alışmışız. Sen kendi içinde değerli isen ve bunun farkındaysan başkalarından beklediğiniz hiçbir şey kendi yaratacağınız erdem kadar değerli değildir. Gerçekten size ait olan ve sizinle kalacak tek şey erdeminizdir. Erdemli olmak dürüst olmanın yanı sıra bilgili olmayı da gerektirir.
Gelelim başka bir içsel huzuru yakalama anahtarına. Lütfen kendi önemli görevinize odaklanın. Hayatta eğlence de var bunu eksik etmeyin. Ama bu eğlencenin, bu hazzın sizi yolunuzdan alıkoymasına izin vermeyin. Hayatta aslında hiçbir şey sizi durduramaz. Hiçbir şey sizi geriye çekemez. Siz izin vermediğiniz sürece hiçbir olay sizi etkileyemez. Hatta Kafka bir arkadaşı ile tartışıyor ve şu cümleyi kuruyor; “ Beni üzecek gücü size verdiğim için kendimden özür diliyorum.”
Huzurunuz için sürekli kaygı ve endişe halinde olmak, olaylar karşısında sakin bir bakış açısı geliştirmenin bedeli içsel huzursuzluktur. Bir de en önemli şeylerden biri beklentilerimizdir. Sürekli bir ihtiyaç ve beklenti yumağı halindeyiz beklenti içinde olmanız sizi insanların kölesi yapacaktır. Yani beklenti yumağına girmeden, beklentilerinizi düşürdüğünüz zaman daha mutlu bir hayat yaşayacaksınız. Çünkü insan beklentisi kadar mutlu olur bu hayatta.
Bir de mutluluğumuzun üç şeye dayalı olduğunu söylüyor. İrademiz, karşılaştığımız olaylarla ilgili fikirlerimiz ve bu fikirleri işleme biçimimiz.
Hâlbuki olmadığınız biri olarak sevilmektense olduğum gibi olarak nefret edilmek daha iyidir
Kalbinizde yaşatmak istediğiniz idealler her neyse onu içinize ekin yani insanların ne düşündüğüne bakmadan gerçekten erişmek istediğiniz hedefe doğru ilerlemeye çalışın
Toplumsal kabul bekleyen insanlar konforlu bir yaşam peşindedir ve ruhsal iradeleri olan insanlara karşı da öfkelidirler. İçsel huzur için ahlaki gelişim gerekiyor.
En önemli içsel huzur maddelerinden biri de önce amacınızı belirleyip sonra o amacı nasıl gerçekleştirebileceğinizi ve nasıl uygulayabileceğinizi belirlemenizdir.
Başka bir içten huzur maddesine gelecek olursak her şeyden ayrılmış bir var olan değilsiniz siz evrenin bir parçasısınız isteseniz de istemeseniz de öylesiniz her birimiz bu toplumun bir parçasıyız.
Kişisel iyi alışkanlıklar oluşturun günlük bir hayat rutininiz olsun size iyi gelecek şeyler iyi alışkanlıklar rutini oluşturun.
Yalnızca iyi bir amacınız olduğunda konuşun konuşmadan önce iyice düşünün tartın ve konuşmanızı etkinleştirin hatta kendi sınırlarınızı kendi yaralarınızı öyle ulu orta neşe içinde anlatmayın.
Size bir şey katacak değerinizi yükseltecek insanlarla olun. Dünyanın en zeki insanı bile olsanız bulunduğunuz ortam vasat insanlardan ibaret ise düzeyinizi bile koruyamazsınız.
Son olarak Epiktetos’ un şu sözüne gelecek olursak “ASIL MUTLULUK HER ZAMAN DIŞSAL KOŞULLARDAN BAĞIMSIZDIR SİZİN MUTLULUĞUNUZ YALNIZCA SİZİN İÇİNİZDE BULUNABİLİR.”
Av. Eylem ÇAĞRAŞ