Türkiye, enflasyonla mücadelede ciddi bir savaş veriyor. Ancak bu savaşın en görünür cephesi olan konut kiraları, hem enflasyonla mücadeleyi zorlaştırıyor hem de maaş zamlarının alım gücüne yapacağı olumlu etkileri neredeyse yok ediyor.
Eylül 2024 itibarıyla Türkiye genelindeki ortalama konut kirası 18.640 TL, Kahramanmaraş’ta’da ise bu rakam 15.000 TL’ye kadar çıkmış durumda. Buna karşılık, 2024 yılı itibarıyla belirlenen asgari ücret ise sadece 17.002 TL.
Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirilen prime esas kazançlara göre Türkiye’de yaklaşık 7 milyon kişi asgari ücretle çalışıyor. 2025 yılına sayılı günler kala, asgari ücrette yapılacak artışlar, ülkenin en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi. Ancak burada tartışmanın odak noktası ne olmalı?
2025 yılı için yüzde 30’un üzerinde bir asgari ücret artışı beklenirken, bazı kesimler asgari ücrete sadece yüzde 25’lik bir zam yapılmasını savunuyor. Bu kesim, yüksek maaş artışlarının enflasyonu körükleyeceğini iddia ediyor. Ancak bu argümanın aslına bakıldığında ne kadar sağlam olduğu sorgulanmalı. Temmuz ayında asgari ücrete ara zam yapılmamasıyla işçi maliyetleri sabit kalmışken, enerji fiyatları, akaryakıt fiyatları ve dolar kuru neredeyse değişmeden kalmış olsa da, perakende ürün fiyatları sürekli artış gösterdi. Bu durumda, maaş zamlarının enflasyon üzerinde etkisi olduğu doğru olabilir; fakat temel fiyat artışlarının maaşları aynı tutarak asgari ücretlilerin alım gücünü düşürmesi de en az zam kadar önemli bir faktör.
TÜİK’in dönemsel verilerine göre, 2019’dan bu yana ücret ödemelerinin milli gelir içindeki payı değişkenlik gösterdi. 2019’da %30,3 iken, 2020’de %29,9, 2021’de %30,1 ve 2022’de %26,5 seviyelerine geriledi. Ancak geçtiğimiz yıl bu oran tekrar %32 seviyesinin üzerine çıktı ve bu oranın korunması gerekiyor. Ücretlerin milli gelir içindeki payının artması, ekonomik dengeyi sağlamak açısından kritik öneme sahip.
Kasım 2024 itibarıyla aylık enflasyon %2,24 artarken, yıllık enflasyon oranı %47,09’a geriledi. Ancak Aralık ayında kira zam oranı %60,45 olarak belirlendi. Türkiye’deki yüksek kira fiyatları, kiracılara sadece "4 duvar boş bir daire" sunuyor. Avrupa’daki gibi elektrik, su, ısınma ve internet gibi temel hizmetler kira fiyatlarına dahil değil. Bu durum, kiracıların binlerce TL’yi sadece dört duvar için öderken, aynı zamanda faturalar için de bütçe ayırmak zorunda kalmalarına neden oluyor.