Gülsu, Yunus Emre’nin ünlü dizelerini hatırlatarak, varlık ve zenginliğin kıymetini bilene, infak edene ve cömertliğini unutmadan yaşamaya çağırdı:

"‘’Mal sahibi, mülk sahibi, Hani bunun ilk sahibi, Mal da yalan mülk de yalan, Var biraz da sen oyalan.’’ demez mi Yunus Emre?"

Adana'da Üzücü Manzara: Kuraklık ve Susuzluk Buğdayı Büyümeden Tarlada Kuruttu Adana'da Üzücü Manzara: Kuraklık ve Susuzluk Buğdayı Büyümeden Tarlada Kuruttu

Gülsu, varlık ve servetin, onu infak edene yakıştığını vurgulayarak, dünyanın serveti "elin kirine" benzeterek değersizleştiren bir milletin başka olmadığını ifade etti. Bu benzetmenin, Anadolu'nun asil ruhunu ve irfanını temsil ettiğini söyledi. Anadolu insanının bu duruşunun paha biçilemeyecek bir değer olduğunu belirten Gülsu, "Öyle ki kendisi aç, açıkta kalır; ama misafiri doyurur, yatırır." dedi.

Gülsu, Maraşlı Abdal Halil Ağa örneğiyle, Anadolu insanının cömertliğini ve asaletini bir kez daha hatırlattı. Maraş’ın işgali sırasında, Fransızların şehre girişinde karşılama davulu çalmasını isteyen Ermeni zengini Hırlakyan’ın altınlarını reddeden Halil Ağa, "Benim komşumun soğanının kapçığı senin altınlarından daha değerli." diyerek asaletini konuşturmuştur.

Bir başka örnek de Gazi Aşıklıoğlu Hüseyin’den geldi. Kurtuluş savaşının ardından ticaretle uğraşan Hüseyin, kazancını fakirlerle paylaşmadan evine gitmezdi. Ahiret azığının dünyada kazanıldığını bilen Hüseyin, bu cömertliğiyle servetini arttırmış ve çocuklarının ihtiyacı olmadığı için geriye miras bırakmamakla, cömertliğin mirası olduğunu göstermiştir.

Gülsu, bugün ise servet biriktirenlerin infak yapmadan, sadece miras bırakmayı tercih ettiğine dikkat çekti. Zenginleşme, sınıflaşma, israf ve cimrilik konularında Müslümanların ve Müslüman yöneticilerin tutumunu eleştiren yazar, infak etmenin önemini vurguladı.

Ramazan ayında bu konunun sorgulanması gerektiğini belirten Gülsu, Allah’ın infak, zekât ve sadakanın malı azaltmayıp bilakis bereketlendireceğini söyledi.

"‘’O takva sahipleri ki bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.’’ (Âli İmran-134)" ayetini hatırlatan Gülsu, veren elin alan elden üstün olduğunu belirterek, cömert Müslümanları kutladı.

Ayrıca, "Taa ki mallar içinizde sadece zenginler arasında dolaşan bir servet haline gelmesin!" (Haşr-7) ayetiyle servetin sadece zenginler arasında dönmemesi gerektiğine dikkat çekti.

Gülsu, Müslümanların zekât, sadaka ve infak ile zenginleşemeyeceğini, Allah’ın servet birikimini zekât ve sadaka ile frenlediğini belirterek, "Zekât, sadaka fakirin hakkıdır. Fakir, hakkımı ver, diye yakamıza yapışsa yeridir." dedi. Müslümanların bu sorumluluğu yerine getirmelerinin sosyal sınıflaşmayı önleyeceğine inandığını belirtti.

Son olarak, Gülsu, Müslümanların lüks hayatlardan kaçınması gerektiğini ve kazandıklarını tekrar topluma transfer etmeleri gerektiğini söyledi. Ahirette servetlerinin hesabını vereceklerinin bilincinde olmaları gerektiğini vurguladı.

“Para, mal mülk elin kiridir.” diyen Gülsu, "Kirli ellerle ahirete gitmemek dileğiyle…" şeklinde yazısını tamamladı.

Muhabir: Meliha Reis