Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde düzenlenen ’Dünya İnsan Hakları Günü Kardeşliğin Yüzü Programı’nda konuştu. Dün Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 76’ıncı yıl dönümü olduğunu hatırlatan Erdoğan, her yıl 10 Aralık’ta kutlanan Dünya İnsan Hakları Günü’nün mağdur ve mazlum coğrafyalarda yaşayan insanlar başta olmak üzere Türkiye ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini diledi. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilişinin üzerinden tam 76 sene geçtiğini belirten Erdoğan, "Beyanname dünyada en çok referans verilen ama içeriğinin uygulanması noktasında aynı hassasiyetin gösterilmediği bir belgedir. 30 maddeden oluşan bu önemli belgenin ilk maddesinde bütün insanların özgür olduğu, insanlık ailesinin tüm üyelerinin hak ve haysiyet bakımından eşit olduğu ifade ediliyor. İlan edildiği dönemde insanlığın geleceği adına büyük umutlar vadeden beyanname ne yazık ki zamanla örselenmiş, içi boşaltılmış, özellikle gücü elinde tutan devletler tarafından kadük bırakılmıştır. Bunun en çarpıcı ve acı örnekleri bizim gönül coğrafyamızda yaşanmıştır. Beyanname 1948 yılında kabul edildi. Bu tarih aynı zamanda İsrail’in Filistin’de terör estirmeye başlamasının da miladı olmuştur. O günden beri İsrail, Filistin halkının topraklarını gasp etmeye, işgal etmeye, bu toprakların asıl sahiplerini sürgün etmeye devam ediyor” diye konuştu.

Belgenin kabulünün sadece İsrail’in hukuk tanımazlığına değil, Balkanlar’daki soydaşların zorunlu göçlere tabi tutulmasına, baskı ve asimilasyon politikalarına maruz bırakılmasına da mani olamadığını söyleyen Erdoğan, "800 bin insanın hayatını kaybettiği Ruanda soykırımına kadar farklı bölgelerde çok ağır insan hakları ihlallerine şahitlik ettik. Hocalı’da kardeşlerimiz can verirken, Irak ve Afganistan işgal edilirken, Ebu Gureyb’de insanlar işkenceden geçirilirken aynen bugün olduğu gibi komşumuz Suriye’de tarihin en vahşi zulümleri yaşanırken, hasılı beyanname göz göre göre ayaklar altına alınırken lafa gelince ’insan hakları’ ve ’demokrasi’ havarisi kesilenlerden hiçbir ses duyulmadı. Aynı çifte standartla ülkemizle ilgili hususlarda defalarca biz de karşılaştık. Bölücü örgütün terör eylemlerinde çoğu sivil binlerce vatan evladını şehit verdik. Sırf bölücü teröre boyun eğmediği için işkence ile katledilen nice insanımız oldu. Aynı şekilde 15 Temmuz gecesi 252 insanımız FETÖ’cü hainler tarafından kalleşçe, alçakça şehit edildi. Ama tüm bu süreçlerde eleştiri okları ülkemize yönelirken, masumları katleden caniler Batılı ülkeler tarafından kollandı, baş tacı yapıldı” ifadelerini kullandı.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin altını en fazla oyanların dünyada bunun savunuculuğunu üstlenenler olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Meselenin bir diğer boyutu ise şudur: insan hakları günümüzde siyasallaştırılmış bir kavramdır ve çoğu zaman siyaset mühendisliği projelerinde bir araç olarak kullanılmaktadır. Geldiğimiz noktada insan hakları sadece dünyanın belli bir bölgesine ve belli bir insan nüfusuna uygulanan imtiyazlı haklar şeklinde algılanıyor. Zahirdeki tüm söylemlere rağmen işin özünde renk, köken, kan ve inanç üzerinden daraltılmış bir insan hakları tanımı yapılıyor. Beyaz adam beyannamede kayıtlı tüm hakları kullanmada alabildiğine özgürken, insanlığın geri kalanı ancak belli haklardan istifade edebiliyor. Dünyada insan haklarına riayet konusunda yaşanan gerilemenin temel sebebi işte bu sınıfsal, samimiyetsiz ve riyakar politikalardır” dedi.

MİT’ten Kamışlı’da terör örgütü PKK/YPG’ye operasyon MİT’ten Kamışlı’da terör örgütü PKK/YPG’ye operasyon

Kaynak: İHA

Editör: Sema Akçakale