İnsanların düzensiz uyku uyanıklık saatleri varsa gece uykuya dalmada zorluk yaşayabileceklerini belirten uzmanlar, uyku problemlerinde genel olarak ilaçlardan daha çok uyku ve uyanıklık ritminin düzenlenmesi ile uyku hijyenini bozan faktörlerden kaçınılmasını öneriyor.
İSTANBUL (İGFA) - Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin, imsonia (uykusuzluk) hakkında bilgi vererek, imsonianın uykuya dalma, uykuyu sürdürme bozukluğu olarak tanımlanabildiğini söyledi.
Prof. Dr. Barış Metin, imsoniaya neden olan onlarca hastalık olduğunu, bunlardan en sık görülenin ise gece gündüz uyanıklık ritminin bozulması olduğunu belirterek, “Düzensiz uyku ve uyanıklık saatleri varsa, bu insanların gece uykuya dalmalarını zorlaştırabilir. Bunun yanında huzursuz bacak sendromu da uykuya dalmayı güçleştirebilir. Yine bazı insanların uyumak ile ilgili aşırı endişesi varsa bu endişe ve kaygı durumu da uykuya dalmayı zorlaştırıyor. Bunlar dışında depresyon ve kaygı bozuklukları olan hastalar psikolojik problemlerinden dolayı uykuya dalma güçlükleri çekebiliyorlar. Uyku hijyeni dediğimiz uyku ile ilgili bazı genel kurallara dikkat etmemekten kaynaklı olan uyku bozuklukları da görülebiliyor. Örneğin akşam saatlerinde aşırı çay kahve tüketimi uykuyu bozabiliyor.” dedi.
ELEKTRONİK CİHAZLAR DA UYKUYU OLUMSUZ ETKİLEYEBİLİYOR
Uykusuzluğun çok yaygın bir durum olduğunu da dile getiren Prof. Dr. Metin, “Uyku hijyenini etkileyen en önemli unsurlardan biri elektronik cihazlar. Elektronik cihazlar günlük hayatımıza daha çok girdi. Artık insanlar yatağa girdiği zaman tablet ve telefon ile uğraşıyorlar. Bu da aşırı miktar ışık maruziyetine neden oluyor ve uykuya dalmayı güçleştiriyor.” diye konuştu.
Uyku ve uyanıklık saatlerine daha az dikkat edildiğini de kaydeden Prof. Dr. Metin, “Bu da gece uykuya dalmayı zorlaştırıyor. İyi ve kaliteli uyku uyumak için genellikle aynı saatlerde yatıp aynı saatlerde kalkmak gerekiyor. Eğer bu düzeni bozarsak geceleri uykuya dalmakta zorlanabiliriz.” dedi.
Reçetesiz satılan uyku ilaçlarına değinen Prof. Dr. Metin, içlerinde zararsız olanların bulunduğunu ancak reçeteli veya reçetesiz uyku ilacı çok önermediğini, doktor tavsiyesi olmadan uyku ilacı kullanılmaması gerektiğine dikkat çekti.
Uyku problemlerine kalıcı çözüm getirmenin mümkün olmadığına vurgu yapan Prof. Dr. Metin, “Eğer kişinin uykuya dalma veya sürdürmesini engelleyen çok belli bir psikolojik veya psikiyatrik hastalığı yoksa, bu tip durumlar ilaç ile tedavi edilebiliyor. Bunların dışındaki uyku problemlerinde genel olarak ilaçlardan daha çok uyku ve uyanıklık ritminin düzenlenmesi ve uyku hijyenini bozan faktörlerden kaçınılmasını öneriyoruz. Çünkü uyku ilaçlarının etkisi kısa sürelidir, bugün uyumanıza yardımcı olan bir ilaç 1-2 ay sonra sizi uyutmayabilir. O yüzden hayatınızı düzenlemek, belirli saatlerde uyumak ve uyanmak, akşam saatlerinde uyarıcı almamak, gündüz uzun uykulardan kaçınmak, öğlen geç saatlere kadar uyumaktan kaçınmak gibi düzen sağlayıcı etkenler uykuya dalmakta daha kalıcı çözümler sunuyor.” diye konuştu.
ÇOK FAZLA ÇAY VE KAHVE TÜKETİMİNDEN KAÇINMAK GEREK
Uyku problemleri için alternatif tedavi modelleri olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Barış Metin, “Biz uyku problemi yaşayan hastalarımıza aslında ilaçtan çok öncelikle davranışsal eğitimler veriyoruz. Kişiye yardımcı olarak ilaç da verebiliyoruz ama bunlar kısa süreli oluyor. Bir hastamıza ‘uyku ilacını al aylarca kullan’ dediğimiz çok nadir oluyor. Genelde uyku hijyenine sebep olan nedenleri ortadan kaldırmaya çalışıyoruz.” dedi.
Prof. Dr. Metin, çok fazla çay ve kahve tüketiminden kaçınmak, yatakta uyku dışında uykuyu bozabilecek tablet, telefon vb. elektronik cihazları kullanmaktan kaçınmak ve eğer uyuyamıyorsak yatakta çok kalmamak gerektiğini de anlattı.