Doğal yollarla çocuk sahibi olamayan kişilere uygulanan tüp bebek tedavisine başvurular günden güne artmaya başladı. Üremeye yardımcı ve başarı oranlarının yüksek olduğu tedavi yöntemlerinden biri olan tüp bebek tedavisinde yumurta rezervinin ve kalitesinin çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Volkan Turan bu anlamda özellikle kadınlara uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Turan normalde her 10 çiftten 1’nin bir şekilde infertilite tedavisine gittiğini fakat günümüzde artık 6-7 çiftten 1’e kadar düştüğünü ve bu nedenle de tüp bebek tedavilerine olan başvuru sayısının da arttığını söyledi.
Sağlıksız beslenme alışkanlığı sebeplerin başında geliyor
Öncelikle tüp bebek tedavisine başvuruların artmasının sebepleri hakkında bilgilendirmelerde bulunan BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümünden Prof. Dr. Volkan Turan özellikle yanlış beslenmenin normal yollarla hamile kalınmasını engelleyen unsurlar arasında olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Volkan Turan, “Yediğimiz içtiğimiz her şey artık biraz daha az organik. Ayrıca sağlıklı beslenme adına da çok dikkatli davranmıyoruz. İthalat, ihracat gibi ülkeler arası geçişlerin artması, kadınların daha çok GDO’lu besinleri tüketme alışkanlığının olması, az hareket edilmesi, kilo artışının daha fazla olması, bu kilo artışına bağlı olarak da yumurta kalitesinin düşmesi, adet düzensizliklerinin ve hormonel bozuklukların olması gibi nedenler kişileri tüp bebeğe yönlendirmekte” dedi.
“Türkiye’de ortalama 48 yaşında tüm yumurta rezervi bitiyor”
Prof. Dr. Turan bir diğer sebebin ise son yıllarda evlilik yaşının artması olduğunu bu yüzden de özellikle kadınlarda belli bir yaştan sonra yumurta sayısının tamamen bittiğini söyledi. Turan, “Özellikle kadınlarımız kariyer nedenli olarak geç evlilik yapabiliyorlar. Erkelerde çok sorun olmayabiliyor çünkü erkekler 80 yaşında bile sperm üretebiliyor. Fakat kadınlar sabit bir yumurta ile doğuyor ve bu yumurta sayısı da yıllar geçtikçe azalıyor. Türkiye’de ortalama 48 yaşında tüm yumurtalar bitiyor. Eğer kadınlarımız daha önceden yumurta rezervlerine dikkat etmezse yaş ilerledikçe yumurtada artık genetik bozukluk olmaya başlıyor, kalitesi düşüyor ve bu nedenle de geç evlendiği zaman daha çok düşük tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Daha zor gebelik oluşuyor hatta 41 yaşından sonra tüp bebek oranlarındaki başarılar yüzde 15-20’lere kadar iniyor” dedi.
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte radyasyona maruz kalınmasının da etken olabildiğini aktaran Turan, “ Cep telefonlarının ve laptopların yaygın kullanılması, çevremizdeki baz istasyonlarından radyasyona daha fazla maruziyet kalma ihtimali de maalesef kanıtlanmamış olsa da yumurta rezervini ve kalitesini etki edebileceğini düşünüyorum” dedi.
“Menopoza girme yaşı Türkiye’de 48, Avrupa’da 51. Fakat 45’in altına iniyor”
Menopoza girme yaşının da günden güne azaldığının altını çizen Turan bu yüzden ileride çocuk sahibi olmak isteyenlere yumurta dondurma işlemi uyguladıklarını ifade etti. Turan sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Menopoza girme yaşı Türkiye’de 48, Avrupa’da 51. Ama şuanda açıkçası bu yaş oranı 45’in altına inmeye başladı. Hatta genetik olarak belli başlı mutasyonlara veya çikolata kistine sahip olan kadınların yumurta rezervleri daha hızlı tükenmektedir. 35-40 yaşlarında adetleri tamamen kesilebilmekte. Bu yüzden tüp bebekle dahi bebek sahibi olma şansı kalmamaktadır. Aslında yumurta rezervini belirlemek çok kolay. Kanda AMH denilen bir hormona bakılıyor. Burada yaşın önemi çok büyük. Genelde 35 yaş altındaki kadınlarda AMH’nin 1,5 Ng/mL üzerinde olmasını istiyoruz. Yaş ilerledikçe bu değeri bulamayız. Burada 35 yaşı sınır değer kabul edersek 1,5’un altında olması 35 yaş altı kadınlarda biraz alarm durumu oluşturabiliyor. Bu kadınlarımızda takipler daha sık yapılıyor. Düşmeye eğilim varsa da yumurta dondurması öneriliyor.”