1865 yılında Erzurum’un Hınıs ilçesinin Kolhisar köyünde doğan Şeyh Said, Nakşibendi tarikatının en etkin üyelerindendi.
Şeyh Said, Mayıs 1925'te başlatmayı hedeflediği isyan, Şubat ayında Diyarbakır'da Piran köyünde jandarmayla çıkan çatışma sonucu erken başladı.
İsyanın bir Kürt bağımsızlık hareketi ya da laikliğe karşı bir ayaklanma olup olmadığı kesin değil.
Bazı tarihçiler, Osmanlı son döneminde, Tanzimat ile bütün yurttaşlara eşit hak ve yükümlülükler verilince, Kürtlerin sahip oldukları bazı ayrıcalıkları kaybettiğini belirtiyor. İddialara göre bu durum hoşnutsuzluklara yol açmakla beraber Kürtler, Milli Mücadele'ye büyük bir destek vermişti. Bunda bölgesel hakları koruyan, bağımsız bir ülke hayalinin yanı sıra din bağı da etkiliydi.
Ancak ulusal devlet inşası çabasının getirdiği milliyetçilik ve laiklik siyasetinin yanı sıra özellikle halifeliğin kaldırılmasıyla bu bağlar zayıflamıştı. Bölgede bazı Kürtler, merkezi yönetime karşı aşiret düzenini sürdürmek istiyordu.
Dolayısıyla ayaklanmanın nedenlerinden biri de, Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminden itibaren gelişen misyoner hareketlerdi.
İsyan bugün Bingöl’e bağlı Genç vilayetinde başladı. İsyancılar Hınıs, Çapakçur, Lice ve Palu’nun ardından Elazığ'ın merkezini de ele geçirdi ve Diyarbakır'ı kuşattı. İsyan iki ay sürdü. Bu isyanın ardından İstiklal Mahkemeleri kurularak bugün hala tartışılan kararlar aldı. Daha sonrasında ise tekke ve zaviyeler kapatılarak şapka kanunu getirildi. Şapka takmayanlar asıldı.