Travmatik ve hayati risk yaratan bir depremin ortasında kalan insanlarda ise geçici ya da kalıcı psikolojik rahatsızlıklar ortaya çıkabiliyor. 6 Şubat tarihinde yaşanan ‘Asrın Felaketi’ sonrasında en sık görülen rahatsızlıkları ise akut ve travma sonrası stres bozukluğu oluşturuyor.
Depremi hatırlatan mekan ve yerlerden kaçınma gibi sorunlarla kendini gösteren bu rahatsızlıklar tedavi edilmezse kalıcı hale gelebiliyor.
Özel Markasi Hospital Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Selim Sağır, panik atak durumlarında yapılması gereken uygulamalar hakkında bilgiler verdi.
“13 Belirtiden En Az 4’ünün Görülmesi Gerekiyor”
Uzm. Dr. Selim Sağır, “Yaşadığımız depremlerden dolayı panik atak sayısında çok büyük bir artış var. Bu durum yoğun bir kaygı ve endişe ile birlikte başlayan ve dakikalar içerisinde tepe noktasına ulaşan insana büyük bir sıkıntı veren kaygı atağıdır. Mesela yaşanılan bir travma konusunda konuşmalarda, depremle ilgili kötü anılar, insanı zorlayıcı anılar canlandığında ortaya çıkabilir. Panik atak tanısı konulması için 13 belirtinin en az 4 tanesinin bir arada görülmesi gerekiyor. Bunlar terleme, çarpıntı, titreme, göğüste sıkışıklık, eyvah ölüyor muyum, kalp krizi mi geçiriyorum korkusu gibi tanılar bir arada görüldüğü zaman biz panik atak tanısı koyuyoruz” dedi.
“Nefes Egzersizleri Yapılmalı”
Hastalıkla karşılaşan kişilerin neler yapmaları gerektiği konusunda bilgiler veren Sağır, “Panik atak geçiren hastalarımıza tavsiye ettiğimiz şey, ne yapıyorlarsa o anda o işi devam ettirmeleridir. Bu hastalık nefesle ilgili durum olduğu için nefes egzersizleri veriliyor. Yoğun bir kavgı ile acile başvurmak yerine hasta ne yapıyorsa o işi devam ettirmesi, kendini sakinleştirmesi ve nefes egzersizleri yapmasını tavsiye ediyoruz” diye konuştu.
“Tedavisi Olan Bir Hastalık”
İnsanların başa çıkma mekanizmalarına saygı göstermeleri gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Selim Sağır, “Panik atak ilerlerse, zamanında müdahale edilmezse panik bozukluk dediğimiz panik atak yaşama korkusu dediğimiz tablo ile karşılaşıyoruz. Bu tablo ortaya çıktığında psikiyatri polikliniklerine hastalarımızın başvurması gerekiyor. Korkulacak bir durum yok, tedavisi olan üstesinden gelinebilecek bir hastalık olduğunu vatandaşlarımızın bilmesini isterim” ifadelerini kullandı.
Haber: Metehan Nazlı