Şahin yazısında:
"Soğuk hava dalgaları hep Balkanlardan ya da Sibirya’dan gelirdi, değil mi?
Fakat bu defa Avrupa’ya, soğuk hava dalgası okyanus ötesinden geldi. Hem de ne dalga…
Trump fırtınasının doğurduğu bu sert soğuk hava dalgası adeta Avrupa Birliği ülkelerini kasıp kavuruyor.
Dalga öylesine hızla geldi ki, AB temsilcileri ve üye ülkelerin yetkilileri ne yapacaklarını bilemeden adeta donup kaldılar.
Siyaset sahnesinden çekilen son Avrupalı lider Merkel’in bıraktığı liderlik boşluğu, AB’yi savunmasız hale getirdi. Tam bir lidersizlik çoraklığına düşen AB, Trump fırtınasının neden olduğu meydan okumalara nasıl cevap vereceğini bilemiyor.; ne tuhaf, değil mi?
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Atlantik İttifakı’nın kanatları altında güvende olduğunu zanneden Avrupa, bugün Atlantik İttifakının kollarına teslim olmuş olarak kendini güvende hissetmiyor ve kendini hiç olmadığı kadar tehdit altında görüyor.
Türkiye’nin zaman zaman karşılaştığı ve kimseye anlatamadığı “Müttefik Tehdidi”yle acı bir şekilde yüzleşen AB: Müttefik için tehdit olmak değil, “Müttefik Tehdidi” ile karşılaşmak nasıl oluyormuş, etkisi, mahiyeti ve sonuçları nelere mal oluyormuş acı bir şekilde deneyimlemiş oluyorlar.
AB sadece ABD korumasının kalkmasının değil, aynı zamanda ABD’nin kendisinin tehdit olarak belirmesinin şokunu yaşıyor.
Hep masa başında kazanmayı alışkanlık haline getiren AB ülkeleri, şimdi aynı masanın diğer ucundaki büyük ortak tarafından menüye doğru itiliyor ve bu durum Avrupa’nın hali pür melâlini daha da derinleştiriyor.
Önüne gelene akıl vermeye kalkan, uluslararası terazinin kendileri olduğunu düşünen ve başka ülkeler için “dış güç” olarak görülen AB ülkeleri, ilk defa “dış güç” müdahalesiyle mücadele etmenin zorluğunu yaşıyor.
Lidersizlik içinde boğulan AB, Trump’ın sağlı sollu kroşeleri karşısında küçüldükçe küçülüyor.
Atlantik İttifakı AB için tam güvenlik sağlamıyor artık. Hatta AB teritoryal, değerler ve siyasal anlamda ciddi meydan okumalarla karşı karşıya kalmış durumda. İşin kötü tarafı tehditler karşısında lazım olan mücadele araçlarına da tam olarak sahip değil görüntüsü veriyor.
Büyük müttefik(!) Trump, AB ülkesi Danimarka toprağı Grönland için “Bizim olmalı”, “Gümrük vergilerini artıracağım. AB ülkeleri bizim üzerimizden geçinemez artık” diyor. Bunun karşısında AB nasıl cevap vereceğini bilemiyor.
Bir Avrupa ülkesi Ukrayna bir Orta Doğu ülkesi Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da masaya yatırılıyor ama AB’ye soran yok. Trump ABD’si ile Putin Rusya’yı Avrupa’yı masaya koyuyor ve tartışıyor.
Trump daha göreve gelir gelmez AB ülkelerini aşağılamaya başladı. Üçüncü dünya ülkesi muamelesi karşısında uzun zamandır vizyon körlüğü hastalığı yaşayan AB ülkeleri tedirginlik içinde bir araya gelmeye çalışıyorlar.
Trump ABD’si karşısında ortak değerlerini koruma konusunda hareket edecekleri yönünde açıklamalar yapmaya başladılar ama bahsetmekten çok hoşlandıkları o “ortak insani değerleri” Gazze’de gömdüklerini çabuk unuttular.
Atlantik İttifakı’nın sıkça öne sürdüğü “ortak insani değerler” söylemi, Gazze’deki katliamların gölgesinde hızla unutuldu. Siyonistler/ İsrail’in işlediği insanlık tarihinin ilk canlı soykırımına karşı Batı’nın yüzü en ufak bir utanç belirtisiyle bile kızarmadı. Aksine, Almanya başta olmak üzere bazı AB ülkeleri bu vahşeti aklamaya, haklı göstermeye çalıştı.
Artık Atlantik İttifakı içinde ne ortak güvenlik ne de ortak değer kaldı ne de bu değerlerden söz etmek mümkün. Fakında değil misiniz? Trump açık açık “America First, Make America Great Again” diyor. Yani eşit ortak olarak görülmüyorsunuz, eşit bir ortaklık bile kalmadı. Adam “Eşitler arasında birinciyim” bile demeye tenezzül etmiyor. Size bundan sonra George Orwell’ın 1984’ü bile yetmez!
Bu yeni düzende hakikat, Orwell’in 1984 romanından bile daha büyük bir çarpıtma içinde romanının ötesine geçmiş durumda. Gerçek, güç sahiplerinin çıkarları doğrultusunda işine geldiği gibi şekillendiriliyor ve mazlumların çığlığı susturuluyor, sessizlik duvarlarına çarpıp yok oluyor.
Ukrayna bile bile savaşa sürüklenirken Anglo-Sakson oyunu göremeyen AB ülkelerinin çapsız liderleri şimdi oyunun dışına atılmanın ve maliyet ödemenin şokunu yaşıyorlar. Kaybeden sadece Ukrayna değil, AB ülkeleri aynı zamanda.
Gündem belirleyen değil, gündem olan bir AB var artık…
Avrupa’nın içine düştüğü çaresiz durumu en çarpıcı anlatan kareyi görmek isteyen Münih Güvenlik Konferans Başkanının konferansta konuşurken ağlamasına baksın.
Bugün yaşananlar, distopyanın çok ötesinde bir gerçeklik." şeklinde ifade etti.
Şahin’in bu yazısı, Avrupa Birliği’nin mevcut krizleri ve küresel siyasetteki konumu hakkında önemli bir değerlendirme olarak öne çıkıyor.