Milletvekili Şahin yazıda;

“İki gün önce Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Bağdat’a, Milli İstihbarat Başkanı İbrahim Kalın ise Şam’a ziyarette bulundular.

Şam’da yaşanan yönetim değişikliği bölge jeopolitiğini ve komşu ülkeler arasındaki ilişkileri olumlu anlamda etkilemeye devam ediyor.

Barış Pınarı'nda 14 terörist etkisiz! Barış Pınarı'nda 14 terörist etkisiz!

Ankara-Şam Bağdat arası ilişkiler aynı zaman diliminde hiç olmadığı kadar iş birliği merkezli olarak görüşmelere sahne oluyor.

Osmanlı dağıldıktan sonraki dönemde üç başkent arasında ilişkilerin normalleşmesini ve aynı düzemde buluşmasını çok fazla göremedik.

Ankara-Şam-Bağdat arası ilişkiler hep sorunlarla anıldı. Ankara ile Şam ve Bağdat ilişkilerine hep sorunlar damga vurdu, iş birliği konuları hep geri planda kaldı.

Üç başkent arasında terör ve su konuları ana gündem maddeleri oldu. Bir türlü üç başkent bir araya gelerek her ülkenin ortak yararına olacak konuları konuşmaya fırsat bulamadılar. Anlayacağınız şeytan taşlamaktan tavafa vakit kalmadı.

Her üç başkent birbirine hep şüpheyle baktı. BAAS’ın iki hasım kardeşi/kanadı tarafından yönetilen Şam ve Bağdat arasında da sorunlar bitmedi. Sadece Türkiye ile olan su ve terör konularında zaman zaman Ankara’ya karşı birlikte hareket edebildiler ama hasımlıklarını ve farklı konumlarını da sürdürmekten geri durmadılar.

Ankara-Şam-Bağdat hattının sorunlu olması veya hep sorunların konuşulması bölgesel iş birliğinin kurulmasına engel oldu. Bu durumdan PKK örneğinde olduğu gibi terör örgütleri faydalanmasını bildi veya zaman zaman Şam ve Bağdat örgütü Ankara’ya karşı kullanmayı tercih ettiler.

Şimdi, geçmişte aklımızdan dahi geçiremeyeceğimiz yeni bir sürece tanıklık ediyoruz.

Şam’daki değişim sadece Suriye’de değil aynı zamanda bölgede radikal değişimlere neden oluyor.

İlk defa Ankara-Şam-Bağdat hattı aynı düzlemde buluşuyor.

Şam’daki değişim bölge konjonktürünü tamamen değiştirdi. Değişimin kapsamı ve etkisi zamanla daha da netleşecek.

Artık üç başkent arasında sorunlar değil, iş birliği, terör konusunda olduğu gibi ortak sorunlara karşı ortak tavır belirleniyor.

Geçmişte olduğu gibi terör örgütleri birbirleri karşı kullanılacak aparat değil, mücadele edilecek ortak tehdit olarak görülüyor.

Üç başkenttin ortak tehditlere karşı birlikteliği derinleştikçe ve güvene dayalı ilişkiler ilerledikçe Suriye ve Irak terör örgütlerinin yuvalandığı alan olmaktan çıkacaktır. Özellikle uzun süre söz konusu ülkelerde savaşların olmasından dolayı oluşan iktidar boşluğunu kullanan PKK/PYD ve DEAŞ gibi terör örgütleri belli güçlerin vekalet araçları olarak alan buldular.

Şimdi söz konusu terör örgütlerine karşı ortak hareket etme imkânı doğdu. Şam ve Bağdat kendi topraklarında terör yuvalanmasına son vermek, Ankara ise uzun süre mücadele ettiği terör örgütlerinin oluşturduğu tehdidi sonlandırmak için harekete geçme niyetlerini ortaya koydular.

Ankara PKK/PYD’nin Suriye topraklarında oluşturmak istediği dış gebeliği, Şam ise iç gebeliği birlikte hareket ederek sonlandırma fırsatını yakaladılar.

Üç başkent, Erbil’in de katılımıyla bölgeyi ve komşu ülkeler arasındaki ilişkileri zehirleyen terör örgütlerini ortadan kaldırabilirler.

İlk defa yakalanan bu fırsatın iyi kullanılması bölgenin istikrarı ve geleceği açısından hayati derecede önem taşımaktadır.

Ankara-Şam-Bağdat hattında oluşan ve derinleşecek olan terör karşıtı duruş bölgeyi terör örgütlerinin kullandığı alan olmaktan çıkaracaktır.

Şu an bu iklim, iş birliği iradesi ve ortak tehdide karşı birlikte hareket etme imkânı her üç başkent içinde büyük fırsatlar sunmaktadır.

Zaman geçmişte olduğu gibi kısır ve suni sorunlar etrafında karşı karşıya gelme zamanı değil, zaman ortak tehditlere karşı birlikte hareket etme, iş birliği alanlarını genişletme ve istikrar bozucu güç ve aktörlere alanı daraltma, mümkünse alan bırakmama zamanıdır.

Ankara-Şam-Bağdat hattında bu konjonktür her zaman yakalanmayabilir.” diye belirtti.

Muhabir: Kerem Akçakale