Kuvvetli Fırtına Kahramanmaraş’ı Yerle Bir Etti Kuvvetli Fırtına Kahramanmaraş’ı Yerle Bir Etti

Kahramanmaraş'a yaşayan Hacı Altun, sesinin duyulmadığını öne sürerek, hayattakilere değil de ölülere sesini duyurmak istedi. Şeyh Adil Mezarlığı Şehitliğinde pankart açan Altun, "Aylardan bu yana Kahramanmaraş'ta meydan meydan geziyoruz. Bir şeyler anlatmaya çalışıyoruz.

'Müminler ancak ve ancak kardeştir, kardeş kardeşe sahip çıkmak zorundadır.' Elimizle yapamadığımızı dilimizle dilimizle yapamadığımızı kalbimizle. Bizim bir şekilde bu boykotu dile getirmemiz gerekiyor. Ama Biz gördük ki ülkemizde ve hala Kahramanmaraş'ta İsrail malları satılıyor. Bunun önüne geçemiyoruz. Doğu Türkistan'da ve Filistin'deki kardeşlerimiz, iftar sofralarında yiyecek ekmek bulamazken, biz süslü sofralarımızda İsrail mallarıyla, Çin malları ile iftar yapıyoruz" dedi.
  
  Altun,"Aylardan beri sürdürdüğümüz ve bunu boykot etmek için, bu defa da farkındalık olsun diye, mezarlıkta yapmaya karar verdik. Bu boykotumuza ses vermeyenleri, bu ülke için canını veren şehitlerimize şikayet etmeye geldik. Bu vatan için siz canınızı verdiniz, bu vatan için sizler kanınızı akıttınız. Bu vatan için mücadele eden Doğu Türkistanlı ve Filistin kardeşlerimize bu ülke ve  57 İslam ülkesinin insanları sahip çıkmadı. Bu durumu sizlere şikayet etmeye geldim. Mescid-i Aksa bizim mahrememizdir. Binlerce kutsalımızı Yahudiler, Amerika, öteki beriki ayaklar altında çiğnemekte. Bu çiğnemenin önünü alabilmek için, tekrar şehitlerimizin huzurunda sesleniyorum. Allah rızası için çim ve İsrail mallarını protesto edelim .

Filistin'e ve Doğu Türkistan'a sahip çıkalım. Vatan için can verenler, Bu vatanı size emanet ederken vatana, Müslümanlara ve İslam'a sahip çıksın dediler. Ama sizler sahip çıkmamakta ısrar ediyorsunuz. Ben burada bu farkındalığı yaparken sizlere yürüyen ceset diyorum. Yürüyen ceset olmaktan  kurtulmak için, boykota katılın ve İsrail'i protesto edelim. Ben iman ehlini Allah'a emanet ediyorum, göstermelik iman edenleri Allah'a havale ediyorum" ifadesini kullandı.

Editör: Sema Akçakale