Peş peşe yaşadığımız acı olaylar neticesi ile insanoğlu olarak bir hayli karamsar durumdayız. Pandemi ile esareti tadan nefislerimiz depremden sonra da iflah olmadı ve azgın bir sona doğru yürüyoruz. Ne acıdır ki hiçbir şeyden ders almayan insanoğluna Allah belki de son kez mühlet veriyor. Kahramanmaraş’ta mesleğimiz gereği hemen her gün sokakta çeşit çeşit olay farklı farklı insanla karşılaşıyoruz. Hala şehrin birçok yerinde yapılan işlerde her türlü hile hurda dönüyor. Ülke de zaten zar zor kendini yürüten denetim mekanizması depremin merkezinde zaten çökmüş durumda. Toplum olarak o kadar dağılmış durumdayız ki kendi kendime ‘Biz bu haldeyken nasıl ümmetin umudu olacağız’ sorusunu çok soruyorum.
Allah Nurunu Tamamlayacaktır
İnsanlık bu kadar kirlenmiş müslümanlar bu kadar kimliğini yitirmiş, bu bayrağı kim taşıyacak diye düşünürken son sözü yine Allah söyledi. Yüce Yaradan Saff Sûresi 8. Ayet’te belirttiği gibi; “Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.” Sözünü kanıtlarcasına Filistin’i insanlığa gönderilen son Peygamber, Gazze’yi de son Kitap gibi insanlığın gözüne soktu.
Güneş Batıdan Doğuyor
Kıyamet alametlerinden olan güneşin batıdan doğması da bugün dünyada yaşadığımız durumun açıklaması gibi… Bir telefon markasından vazgeçemeyen, içtiği kolayı gazozu bile değiştiremeyen, kahve lüksünden bile vazgeçmeyen bizlere, kitleler halinde müslüman olanlar çok güzel bir ders veriyorlar aslında. Son sözümde ‘bizim savaş ile ne işimiz var’ diyenlere olsun. E be güzel kardeşim adamların askerlerinin kolundaki haritaya bak. Caniler gözünü senin toprağına dikmiş bu kan eninde sonunda akacak. Bu savaşa biz bu gün burada dahil olmaz isek yarın korkarım ki kan benim yurdumda akacak. Allah Azze ve Celle bu Aziz Milletin Yardımcısı Olsun…