Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin sunum yapan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 360 derece dış politika anlayışıyla her kıtada ayak izi bulundurduklarını belirtti. Tehditlere karşı dururken fırsatları da değerlendirdiklerini ifade eden Bakan Fidan, “Barışta kararlı, bölgesinde güçlü ve dünyada saygın bir dış politika yürütmekteyiz. Kazandığımız tecrübeler, meselelere daha iyi mukabele etmemizi ve hedeflerimizi hayata geçirmemizi sağlamaktadır. Günümüz dünyasında artık uluslararası ilişkilerin çok boyutlu, çok katmanlı ve çok paydaşlı niteliği öne çıkmaktadır. Biz de dış ilişkilerimize bu perspektiften yaklaşmaktayız. Ülkemizin güvenlik, savunma, istihbarat, teknoloji, ekonomi, ticaret, enerji, ulaştırma, sağlık, kültür, turizm dahil birçok alandaki hedeflerini bütüncül olarak ele almaktayız. İlgili kurum ve kuruluşlarımızla yakın ve etkin bir eşgüdüm içinde çalışmaktayız. Bu yolda yüce Meclisimizin desteği bizim için son derece değerlidir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin kuzeyde Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın, sınırda Suriye ve Irak’taki terör belasının ve güneyde İsrail’in İran’ı da içine alan bölgesel bir savaş çıkarma girişimlerinin istikrarsızlaştırıcı etkileri altında olduğunu aktaran Bakan Fidan, “Kara, hava, deniz ve uzayın yanısıra, siber alan beşinci savaş cephesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal medya ve siber ortam, mevcut tehditleri daha da derinleştirmektedir. Tüm bunların bilinciyle politika önerilerimizi oluşturmakta; devletimizin izleyeceği hareket tarzı ve ön alıcı adımları tespit etme, fırsatları ortaya koyma ve dış ilişkilerimizi güçlendirme yönünde azimle çalışmaktayız. Bu itibarla bu yılki bütçe kitapçığımızın başlığını ’Belirsizlikler Çağında Kararlı ve Güçlü Türk Dış Politikası’ olarak belirledik” dedi.
Türkiye’nin Filistin halkının yanında olduğunu ve soykırıma sessiz kalmadığını aktaran Fidan, “İsrail’in amacının savaşı bölgeye yaymak olduğuna başından beri dikkati çekmekteyiz. Yürüttüğümüz yoğun temaslarla bu gerçekliği her platformda dile getirdik. İki devletli çözüm haricinde bir yol olmadığını vurguladık ve bunu hayata geçirmek için daha ilk aylarda ‘garantörlük mekanizması’ önerisinde bulunduk. İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Filistin Temas Grubu, ülkemizin yönlendirmesi ve katkısıyla hayata geçirildi. Grup üyeleriyle birlikte ateşkesin sağlanması, insani yardımların ulaştırılması ve Filistin’in devlet olarak tanınması için 18 başkent ve uluslararası kuruluşta girişimde bulunduk. İsrail üzerinde baskı uygulamak üzere diplomatik çabalarımıza da hız kesmeden devam ediyoruz. Bu girişimler sayesinde bir yıl önce ateşkesten bahsetmekten çekinen ülkelerin bugün ateşkes ve ‘iki devletli çözüm’ savunucusu olduğunu görmek memnuniyet verici. Nitekim son dönemde İspanya, Norveç, İrlanda ve Slovenya dahil 9 ülke daha Filistin’i tanımıştır. Girişimlerimiz neticesinde Filistin, ilk kez BM Genel Kurulu’nda üye ülkeler arasında masada yer almıştır” diye konuştu.
“İsrail’e silah ambargosu için Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattık”
Temas Grubu olarak Ankara dahil çeşitli başkentlerde iki devletli çözümün uygulanması için toplantılar başlattıklarının altını çizen Bakan Fidan, şu ifadeleri kullandı:
“Uluslararası toplumu harekete geçirdik. Mayıs ayında İsrail’le ihracat ve ithalat işlemlerini hatırlayacağınız gibi durdurmuştuk. Ayrıca İsrail’e silah ambargosu uygulanmasının BM Güvenlik Konseyi tarafından gündeme alınmasını teminen Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattık. Bu çerçevede hazırlanan ortak mektup, 52 ülkenin ve İslam İşbirliği Teşkilatı ile Arap Ligi’nin imzasıyla 1 Kasım’da BM Genel Sekreterliğine tevdi edilmiştir. İsrail’e silah satışının durdurulması için çabalarımızı sürdüreceğiz. İsrail’in uluslararası hukuk önünde hesap vermesini teminen, tüm uluslararası mekanizmaların işletilmesi için de gayret göstermekteyiz. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı davaya müdahillik başvurumuzu 7 Ağustos’ta sunduk. Ekonomik bir platform olan D-8’in ilk kez siyasi bir gündemle Filistin için İstanbul’da toplanmasını sağladık. İsrail’in bazı ülkelerden temin ettiği diplomatik, ekonomik ve askeri yardımı da açıklıkla ortaya koyarak, bu ülkelere İsrail’e yardımlarını kesme çağrısında bulunuyoruz. İsrail’i uluslararası toplum içinde tecrit etmek ve uluslararası toplumu harekete geçirmek için her türlü gayreti gösteriyoruz.”