Buluntu, “Enflasyon, küresel ekonomilerin en büyük tehditlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizde de bu tehditle mücadele etmek, sürdürülebilir ekonomik büyüme ve istikrar için kritik bir öncelik haline gelmiştir. Enflasyonist bir ortamda faaliyet göstermek, her ölçekteki işletme için ciddi bir sınav ve dayanıklılık gerektiriyor. Ne yazık ki, bu süreçte hem bireyler hem de kurumlar enflasyonun yarattığı baskılarla yüzleşmek zorunda kalıyor. Alınan tedbirlerin etkisi, enflasyon oranlarında bir düşüş eğilimi olarak kendini göstermeye başlamıştır. Ancak, bu noktada hala kat etmemiz gereken önemli bir mesafe olduğu aşikârdır. Para politikalarının daraltıcı etkileri, özellikle zayıf sermaye yapısına sahip işletmeler üzerinde hissedilir bir baskı oluşturuyor” dedi.
KMTSO Başkanı Buluntu, “Yüksek faiz oranları, bu işletmelerin finansmana erişimini daha da zorlaştırmakta ve ekonomik aktiviteyi kısıtlamaktadır. Bununla birlikte, enflasyon muhasebesi de işletmelerimiz için ayrı bir yük haline gelmiştir. Sermaye yapısı güçlü olmayan işletmeler için, enflasyon düzeltmesi hesaplamaları sonucunda ortaya çıkacak farklar, ek vergi yükümlülükleri doğurabilir ve bu durum, vergi adaletine zarar verme potansiyeline sahiptir. Mükelleflerin üzerindeki bu ek yük, hem işletmelerin rekabet gücünü zayıflatabilir hem de ekonomik büyümeyi olumsuz yönde etkileyebilir. Bu sebeple, enflasyon düzeltmesinin vergisel bir yük olmaktan çıkarılması ve yalnızca bir muhasebe işlemi olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ekonominin sürdürülebilirliği, vergi gelirlerinin adil ve etkili bir şekilde toplanmasıyla mümkündür. Bu doğrultuda, alınacak önlemlerle hem işletmelerimizin hem de ekonomimizin enflasyonun olumsuz etkilerinden korunması büyük önem arz etmektedir” diye konuştu.
Haber: Metehan Nazlı